HPV (Human papilomavirus virüsü) genellikle cinsel yolla bulaşan, 150’den fazla tanımlanmış türü bulunan, bazı türleri kadınlarda genital bölgede siğil oluşumuna, bazı türleri ise rahim ağzı ve vajinada kanser öncesi hücresel değişimlere ve farkına varılıp tedavisi sağlanmadığı takdirde de kansere yol açabilecek, cinsel aktif popülasyonda çok yaygın bir virüstür.
Belirtileri açısından genital bölgede oluşan siğilleri tanımak kolaydır; her ne kadar bunlar görüldüğünde endişe yaratsa da siğillerin kanser oluşumu ile pek bir ilgisi yoktur, yalnızca kozmetik sıkıntı yaratır, çeşitli yöntemlerle yok edilmesi kolaydır. Gene de siğil varlığı Hpv’ye bir maruziyeti gösterdiğinden diğer türlerin de beraberinde var olabileceği şüphesini yaratır, bu nedenle serviksin (rahim ağzı) değerlendirilmesi mutlaka gerekir. Hpv’nin vajina içi ve rahim ağzında değişiklik yapan türleri ise daha sinsi ve tehlikelidir çünkü dıştan fark edilecek hiçbir bulgu vermezler. Bu nedenle de kişinin virüs taşıyıcısı olup olmadığının anlaşılması muayeneden geçmediği sürece mümkün değildir. Virüsün yaptığı değişiklikler pap smear testi ile ya da virüsün kendisi Hpv testi ile tespit edilebilir; bu nedenle yıllık muayeneler çok önem taşımaktadır. Çünkü erken yakalandığı takdirde rahim ağzı kanserinin oluşumu neredeyse tamamen önlenebilmektedir.
Cinsel ilişki yoluyla bulaşan bu hastalığın, prezervatifler tarafından önüne geçilmediğinin de bilinmesi gerekir. Her ne kadar büyük ölçüde koruyor olsa da; virüsün, prezervatif dışında kalan bir bölümden bulaşma riski bulunmaktadır. Virüse yakalanmaktan korunmanın çok iyi bir yolu Hpv aşılarıdır. Hpv’nin 150’nin üzerindeki türünden yalnızca iki tanesi (tip 16 ve 18) rahim ağzı (serviks) kanserinin %80’inden sorumludur, aşılar da özellikle bu iki türe karşı koruma sağlamaktadır. Hpv’den korunmada şu an için iki tür aşı bulunmaktadır. Bir tanesi quadrivalan aşı (Gardasil) dediğimiz, rahim ağzı kanserinin yanı sıra genital siğillerin de oluşumunu önleyen aşıdır. Bir diğeri bivalan aşı (Cervarix) ise, yalnızca rahim ağzı kanserini oluşturacak iki türe karşı koruma içerir. Yakın zamanda 9 farklı Hpv türüne karşı koruma içeren aşının ülkemize gelmesi gündemdedir ve aşılar artık 45 yaşına kadar bütün kadınlara önerilmektedir. Aşılar arasındaki farkı ve merak ettiklerinizi yine jinekoloğunuza danışabilirsiniz. Aşılarla ilgili bilinmesi gereken önemli bir nokta, yapıldığında Hpv’nin en riskli tiplerini engelleyerek çok önemli bir koruma sağlamakla birlikte aşının %100 koruyucu olmadığı; aşı yapılmasının düzenli kontrol gerekliliğini ortadan kaldırmadığıdır. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi bu aşılar ile kanser oluşumunun önüne büyük ölçüde geçebiliyoruz, bu nedenle ülkemizde bu aşı hakkında daha fazla bilinçlenilmesi ve erken yaşlarda bu aşının yaptırılması gerekmektedir.